31 Temmuz 2012 Salı

ARAF




Çocukluğumdan beri oturduğum banklara oturdum yıllar sonra yeniden 
Gerçi arada sırada gidip oturuyordum kafamı dinlemek için
Ama unuttuğum birşey vardı 
Aylar önce o banka tekrar oturmuştum 
Bu sefer oturduğumda ilk defa oturuyormuş gibi hissetmeyi diledim 
Etrafımı yavaş ve dikkatlice süzmeye başladım 
Gökyüzüne kafamı kaldırıp , yıldızları seyretmeye başladım
Sanki bir işaretmış gibi birdenbire yıldız kaydı
Sonrasında yıldızlar iyice gözümde parlamaya başladı 
Sanki bana birşeyler anlatmaya çalışıyorlardı 
Bir süre sonra susarak konuşmaya başladığımızı farkettim 
Anlattılar , anlattılar , anlattılar .........
Anlattıkça unuttuğum anıları hatırlatmaya başladılar
Hayatım boyunca hatırlamak dahi bile istemediğim insanlardan bahsetmeye başladılar
Beni dinlemiyorlardı 
Konuşmama fırsat bile vermiyorlardı
Beynime hükmetmişlerdi
Duyduğum şeyleri kaldıramıyordum
Halbuki duyduğum şeyler tanıdıktı ve daha önce çoktan kabullendiklerimdi
Canım yanmaya başlamıştı
Artık susmalarını söyledim 
Ama onlar susmuyorlardı
Bana hala birşeyler anlatmaya çalışıyorlardı 
Olduğum yerden gitmek istiyordum
İzin vermiyorlardı
Sanki oturduğum yere çakılıp kalmıştım
Beni bağlamışlardı
Sesimi çıkaramıyordum 
Kalkmama izin yoktu
Kulaklarımı bile tıkayamıyordum
Gitgide daha da çok anlatmaya başlamışlardı 
Artık dinlemekten başka çarem yoktu
Niyetleri anıları canlandırmak değildi
Canımın hala yanıp yanmadığını kontrol etmekti
Evet canım yanmıştı , hemde çok
Canımı yakmayı bir cümleyle başarmışlardı aslında
"İçindeki Öldü"
O ince çizgi arasında gidip geliyormuşum hala 
Kendimden korkmaya başlamıştım
Gözümde hiçbir şeyin canlanmasını istemiyordum
Cennetle cehennemin arasında kaldığım günleri hatırlamayı bırak , duymak bile istemiyordum
O yüzden herşeyi o gün konuşmamız bitince , daha önce nasıl yok etmeyi başardıysam yine başardım 
Tekrardan yaktım
Yıktım
Yok ettim
Ama kendimi yok etmeye çalışmaktan vazgeçtim
Vazgeçmiştim zaten
Herşeyi de olduğu gibi kabullenebiliyordum
Ölen öldü 
Giden gitti
En önemlisi vicdanım rahat , günahlarımdan arındım ..

Geçmişi farkında olarak yaşamak ayrı bir olgunluktur, geçmişe takılıp kalmaksa farklı sorunlar doğurur. İkisini ayırdığım zaman mutlu olmayı başardım...
Artık MUT-LU-YUM ...


aslgny / 28.07.2012 /

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Hey Joe !


“Çık saklandığın yerden Joe,
Neredeysen çık, ölmek değilse bu, bak kayboluyorum!
Yoruldum seni beklerken vakit geçirdiğim dublörlerinden.
Sana yazdığım hikayeyi yanlış okuyorlar her seferinde.
Ah şimdi Joe burada olsaydı, diyorum. Joe şimdi burada olacaktı ki diyorum.
Bazen sarhoşken, kalabalığın içinde yüksek sesle söylüyorum adını, ya da birinin kollarındayken… Bazen pencereyi açıp, sokaktan geçiyormuşsun gibi ardından sesleniyorum, hep başkaları bakıyor yukarıya.Ben gülümseyerek, gitti, diyorum, yakalayamadım gitti. Sahi gittin mi Joe? Yoksa hiç mi olmadın?
Çık ortaya saklandığın yerden!
Yoruldum, azaldım beklemekten.
Bazen düşünüyorum da var mıydın sahiden, yoksa bir şarkının anısı mı uydurdu seni?
Hiçbir şey benzemiyor değil mi, şimdi geçmişten daha çok bizim 
olan gençliğimize?
Bilmem ki, karşılaşsak bile birbirimizi hatırlayabilir miyiz yeniden?
İkimiz de artık bir başkasıyken…
Gene de sen bilirsin Joe, sen bilirsin,
Öyle iyiydi, bir düşün istersen.”


Murathan Mungan 

Kırmızı !


Kaypak manşetler, sağır katalogları, karnaval biletleri
Kendini tanımanın korkusu
Sürekli bir canlı yayındasınız
Girdabı olmayan yüreğin sireni duyulmaz elbet
Mekanlar lunapark, hayat çarpışan otomobiller
Görüntünün kumbarasında hafızanız beş kuruş
Alarma yakın hiçbir kırmızıya düşmemiş yolunuz
Bindiğin düş atı yorulmuş oysa
Üstündeki binici çoktan değişti sana sormadan
Kendine uygun bir ayna bile bulamadan
Kalakalırsın baktığın boşlukta
Bakarsın baktığın kadarsın
Bundan sonrası
Geç kaldığın yerlerdeki korunma duyguna bağlı
Anlarsan, anlamanın
Anlamazsan, anlamamanın boşluğundasın
İşte şimdi Kırmızı!

Murathan Mungan 

19 Temmuz 2012 Perşembe

Bana Ne Yaptın Çocuk



(Bugün günlerden hiç benim adım yok. Kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek. Savruluyor rüzgârda yaprak gibi
Kalbim, uzaklarda bir yerde. Kalbim kayıp.)
Sessiz, yorgun, ağır, gözkapaklarım kapanıyor yine… Yine…
(Karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.)
Yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine…
(Sadece sesler duyuyorum..)
Yine…
(Ayak sesleri uzaklarda..)
Kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine…
(Susuyorum.)
Yine…
(Sessizlik keskin..)
Ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine…
(Bekliyorum)
Yine…
(Beklemek keskin)
Sözler hep yalan! Yeminleri unut!
Bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine…
(Burdan gitmem gerek)
Yüzüme…
Şarkılar yalan! Duyduklarını unut!
Bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine…
(Herşeyi unutmam gerek)
Yine!
Kestim! Akıttım! Damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları!
(Acımıyor bileklerim)
Olmadı!
(Acımıyor hiç)
Sildim! Çıkardım! Yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları!
(Acımıyor ellerim avuçlarım)
Olmadı!
(Acıtmıyor hiçbirşey)
Kustum! Tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları!
(Acımıyor tenim, ve acımıyor)
Olmadı!
(Dokunduğun yerler)
Söktün! Defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı!
(Acımıyor artık kalbim)
Olmadı!

(Kalbim)
Bana ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın çocuk!
(Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini.)
Niye yaptın… Niye yaptın… Niye yaptın ahh çocuk!
(Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki kaderimin sökülüşünü.)
Bana ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın çocuk!
(Sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi.)
Niye yaptın… Niye yaptın… Niye yaptın ahh çocuk!
(Sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim, sadece bir meleği sevmeyi.)
Göremiyorum, duyamıyorum artık dokunamıyorum çocuk!
(Hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.)
Anlatamıyorum anlatamıyorum artık ağlayamıyorum çocuk!
(Ne bir ışık var ne de bir şarkı artık sokaklarında bu kaybetmiş şehrin)
İnanmıyorum inanmıyorum artık inanamıyorum çocuk!
(Ne bir isim var duvarlarında, ahh ne de okunabilen bir cümle.)
Bilmiyorum bilmiyorum artık sevemiyorum çocuk!
(Sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü.)
Ne yağmur, ne kar, ne yüzüme vuran rüzgar, canımı yakan acıtan sonbahar, daha dinmedi çocuk!
(Öyle beyaz)
Seni silmedi çocuk!
(Öyle maviydi ki)
Alev alev yanan kirpiklerinde saçılan kıvılcımlarınla başlayan bu yangın daha sönmedi çocuk!
(Öyle güzeldi ki ve öyle..)
Sönemedi çocuk!
(Öyle masum ama… )
Bu viran şehirde, bu viran hikaye henüz bitmedi!
Bitmedi bitmedi bitmedi çocuk!
(Öyle yanlış öyle…)
Bitemedi çocuk!
(Öyle yanlış ki ve öyle… )
Bu aciz şarkılar, bu aciz dualar seni geri getirmedi getirmedi getirmedi çocuk!
(ve öyle çocuk)
Dönmedin çocuk!
(Kalbim…)
Bana ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın… Ne yaptın çocuk!
(Tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak)
Bunu niye yaptın… Niye yaptın… Niye yaptın… Niye yaptın çocuk!?
(Uyumak istiyorum… )

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Çocukluk ...

Tek çare hepinizi affetmek galiba 
Affettikçe büyürsün,affettikçe büyürsün 
Evet seni küçültenlerin bile ulaşamayacağı kadar büyürsün aslında 
Küçük kalmaktı niyetim  
Çocukluk  oyuncağımı aldılar diye ağlamak,hatta abartıp istediğime ulaşıncaya kadar aglamak,hemde hıçkırarak 
Biliyorum o kadar ağlasaydım annem hepsine ulaştırırdı beni 
Şunu bilemedim 
Hiç annem değildiniz
Hiçbiriniz,ne kadar ağlasamda gelmezdiniz 
Ne kadar ağlasamda üzerdiniz 
Ne kadar ağlasamda o kadar acıtırdınız işte 
O kadar acıtmayın diye ben şimdi küçük bir çocuk,annemin dizinin dibinde 
Ben böyle mutlu,istediğine ulaşabilen bir çocuk
Affettikçe büyürüm 
Evet .. 
Ben büyümek istemiyorum ki 
Affetmiyorum sizi 
Çok ağlarım,çok bağırırım 
Annem getirir bana 
Annem sorar hesabını 
Belkide öyle olmaz 
Hepimizin özenle yaratan tek bir gözyaşımıza üzülen Allahımız yok mu?
Tamam en güzel yoldan allaha havalesiniz siz:) 



Ceylan Bek / Aslı Günay  -  17.07.2012/05.30

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Haddini Bilmeyen İnsanlar

Herkesin  her zaman herşeye lüksü var , benim yok ..
Vay be ! Hayat size güzel a.q ...
Hayat gerçeklerden ibaret ..
Yeri gelir kapana sıkışır ve ordan çıkamazsınız ..
Siz haddini bilmeyen insanlar …
Size sesleniyorum ..
Kimsiniz?Nesiniz?
Herkesin işi gücü var …
Sizlemi uğraşacak ...
Hayat sizin etrafınızda dönmüyor ..
Sizin peşinizde değil kimse ..
Kendinizi bir bok sanmaktan başka ne yaparsınız?…
Hep bana hep bana …
Bencillik …
Şunu öğrenin artık ..
Bir yere varamazsınız , varamayacaksınız ..
Sizin oyuncağınız değil hiçkimse ..
Yapamazsınız , yapamayacaksınız ..
Dönün bir kendinize bakın ve ondan sonra karşınızdakilere bakın …
Beş para edermisiniz acaba ???
Eskilerle yaşayan , hep onlar olacakmış gibi hayatlarını devam ettiren budalalarsınız siz …
Sizin sandığınız gibi ilerlemiyor hayat ve zaman …
Sakın benim derin ama kapanmış yaralarıma basmayın ..
Basarsanız hayatınızdaki en büyük hatayı yapmış olursunuz …
Basmayın ki bende sizi ayaklarımla basıp yok etmeyeyim…
Suskunluğumu fırsat biilip beni çileden çıkarmayın …
Suskunluğum sizi yanıltmasın,konuşursam altından kalkamazsınız …
Beni rahat bırakın … 
Hadi herkes yoluna ….

aslgny / 09.07.2012 / 02.00

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Karmaşık Özlem Duygusu


Herşey gelir geçer ama 
Bu özlemek duygusu geçer mi??
İçim buruk , kafam karışık …
Uzun zamandır bu duyguları yok etmiştim 
Ve öyle yaşıyordum ..
Peki bu ara bu içimdeki yok ettiğim şeyler neden kendini dışa vurmak için çabalıyor?
Neyin savaşı bu?
Ben birşeyin savaşını vermek zorunda değilim ki ..
Artık zorundalıklarım farklı benim ..
Herşey gelip geçiyorsa 
Hadi buda geçsin şimdi …
Ben birilerini özlemeyi sevmem ki ..
Ben artık eski ben değilim ki ..
Ben artık benim …
Aslımı bulmuşken bu duygu karmaşam niye?
Ben kendimle çelişmeyide bırakmıştım ..
Hayır hayır eskisi gibi olmam mümkün değil ..
İki dünya bir araya gelse olamam,olmam! …
Buna zaten izinde vermem …
Yalan da söylemem ..
İnkarda edemem ..
Sadece bazı anlar vardır ..
Ve ben o bazı anları yaşamaya çalıştığım zaman özlemek duygusunu hissediyorum ..
O kadar ..
Çalışmakla kalmayıp yaşadığım zaman tamamen özlemenin ne demek olduğunu unutucam …
Evet ..
Özlem duygumuda çözdüm …
Hadi bakalım ...



aslgny/07.07.2012 04:00